Bu sabah balkonda kendi kendime kahvaltımı ederken, balkon demirine sarılan Meryem Ana sarmaşığının üzerinde, bir tane bile arı olmadığı dikkatimi çekti. Şöyle bir düşündüm, eskiden bu balkonda, arıların misafirliği olmadan kahvaltı etmek mümkün olmazdı...Sarmaşığın üzerindeki yüzlerce arı bize hiç rahat vermez, sadece bal yada reçele değil, sucuk tabağınada saldırırlardı. Ne günlerdi !... o günler deyip, arıların yolunu gözleyeceğim yada onları özleyeceğimi hiç düşünmemiştim. Geçenler de , belgesel kanalların birinde arıların dünyanın bir çok bölgesinde bir gecede topluca öldüklerini söyledikleri geldi aklıma...Arıların, nüfusunda bilinçsiz ilaçlamalar, ekolojik değişimler ve de buna benzer bilinen yada bilinmeyen bir çok nedenden ötürü büyük bir azalma yaşandığı vurgulanınca korktum, çok korktum. Sadece arılar için değil, hepsinin bir vazifesi olan diğer canlı nesli için, çocuklarımıza bırakacak iyi bir şey bırakamayacağımız için çok korktum...Çiçeklerimizi, böceklerimizi, meyvelerimizi , her güzel ve yararlı şeyi özleyeceğimizden korktum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder