8 Eylül 2008 Pazartesi

Affedilenler


Düşünüyorum da, bazen insan en yakınlarına bile delice kızabiliyor. O anda en olmadık şeyler geçiyor insanın aklından. Ama sonra, yine yelkenler suya iniyor, kabaran, köpüren deniz, uslu bir çocuk misali tatlı, sakin, berrak haline dönüp, şefkatle kucaklayıveriyor. Hele ki insanın çocukları ve ailesi söz konusu olduğunda, özellikle böyle.
Bütün bu geçişleri farkettiğimde anneciğimi düşündüm, ne yaparsak yapalım, ne kadar kızarsa kızsın, ne kadar kırılırsa kırılsın, hepsinin üzerine çok kısa sürede bir sünger çekmeyi başarır, uzatmadan affediverirdi. Bazen bizi bile şaşırtır, bu kadar da olmaz, böyle bir şeyi nasıl affeder, unutur dedirtirdi. Sanırım annemin kafasında ya da yüreğinde, belki kendisinin bile farkında olmadığı bir "affedilenler listesi" vardı. En sevdikleri, hayatta vazgeçmeyi ve kaybetmeyi göze alamadığı insanlardan oluşan bir liste, uzun bir liste.
Ben de böyle köpürüp kabardığım bir anda, dedim ki kendi kendime, ben de annem gibi bir "affedilenler listesi" yapmalıyım. Her halükarda affedeceğim insanları, hayatımda her zaman olmasını istediklerimi, her gün sağlıkları için dua ettiklerimi alacağım listeme. Bir daha sefer kızdığımda da, dellenip, köpürüp, kabarmayacağım, kendi kendimi yemeyeceğim. Eninde sonunda affedecek değil miyim, bari baştan yaparım bu işi, onlar rahat ben rahat.

1 yorum:

Malla dedi ki...

Gerçekten de haklısın kardeşim.Durup şöyle bir düşününce öyle davranmak hem kendimiz, hem de sevdiklerimiz için daha iyi ve doğru.

.

.