Ortaokul mezuniyetinde çekilmiş kepli resmim var. Saçlarım uzun ve tabii ki şekilsiz (o zamanlar ortaokul kızları şimdiki gibi süslü değildi, modelsiz dümdüz saçlarım vardı) saçlar, kalın kaşlar, eblek bir bakış...Eblek demekle belki kendime fazla haksızlık ettim, saf diyelim. Şimdi o resim ne zaman elime geçse, çirkin ördek yavrusu diye dalga geçerim kendimle. Bu resmi gören tüm aile fertleri de aynı şekilde:) Sadece o değil, bir sürü ergenlik resmim var tabi. O zamanın modası olan ama şimdi garip karşılanacak kıyafetler, dolma şeklinde sarılmış kahküller, genç kız olma yolunda kendini paralayan bir çocuk.Yalnız değilmişim. Angelina Jolie’nin ergenlik resimlerini gördüm geçen gün gazetede de o bile böyle olduktan sonra benim durumum iyi bile sayılırmış dedim.O da aynı benim gibi kalın kaşlar, tuhaf kıyafetler içerisinde objektiflere poz vermiş. Takmış takıştırmış, sürmüş sürüştürmüş, muhtemelen de o an dünyanın en muhteşem kızı olduğuna inancı tam. O ruh halini iyi bilirim. Takı takmanın suyunu çıkartıp renkli bilezikleri, çeşitli yüzükleri ve küpeleri birlikte taktığım zamanları bilinçaltı sandığımdan çıkarttığımda çok güleceğim geliyor.Yaz tatillerinde sabah, öğle, akşam ayrı kıyafet giyip sürekli takı değiştirdiğim zamanları net hatırlıyorum ve ne kadar rüküş olduğumu biliyorum. Ha o zaman muhteşem olduğumu düşünüyordum orası ayrı. Ama bu genel olarak o yaşların sorunu. Bilinçsizce kendi tarzını yakalama çabası. Tarz dediğin gökten zembille inmiyor ki, kendin zamanın modasına uyarak çıkartmak durumundasın. 90lı yılların başları da tarz açısından çok matah yıllar olmadığı için bizim kuşağın tarzını varın siz düşünün.Yine de o zamanlar için belki de iyiydik kimbilir, şimdi bakınca gülünç gelse de en azından çabam takdire şayandı...Angelina Jolie’ nin, dünyanın en seksi kadınının bile aynı yollardan geçtiğini düşününce doğru yolda olduğumu düşünüyorum:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder