Umutsuz değilim, değilim, değilim !...
Hala Hayat Bilgisi dersi var mı acaba?
Ya da Yerli Malı Haftası kutlanıyor mu?
Bu ara kafama takıldı.
Kış öncesinde yapılan hazırlık bu derste anlatılırdı galiba.
Kışlıklar kaldırılır, evde kış temizliği yapılır, salçalar, tarhanalar hazırlanır falan filan.
Neyse...Geçenlerde kışın pişiririm diye yaklaşık 5 kilo barbunya aldım. Yaklaşık diyorum, çünkü pazarcıya 4 kilo dememe rağmen akşam pazarı olduğu için, bana kalan bütün barbunyaları verdi. 5 kilo için az, 4.5 kilo için çok para aldı. Arada bir miktar işte.
Hayır bir ordu değiliz, sadece 2 kişiyiz, ama en iyi yaptığım zeytinyağlı barbunya olduğu için bu sebze üzerine oynuyorum sürekli. Elimden geleni yapmama rağmen başta taze fasulye olmak üzere diğer zeytinyağlılarda istediğim tadı henüz yakalayamadım. Ancak barbunya ile yıldızlarımız barışık. Salla sepet her seferinde kıvamı tutturuyorum bir şekilde.
Tabi aldığım o kadar barbunyayı ayıklamak zulüm oldu ama başardım. Sonra da tek pişirimlik şekilde ayırarak torbalarla derin dondurucuya kaldırdım.
İşte bu yerli malı, hayat bilgisi falan o arada aklıma geldi.
Kendimi kışa hazırlanan evin hanımı gibi hissettim, komiğime gitti. Hele de yıllar önce Yerli Malı Haftası’nda üzerimde pembe kartondan yapılmış narla, nar gibi şiir okurkenki görüntüm geldi aklıma, çok güldüm.
Nereden nereye dedim.
Sonra artık benim etrafımdaki kimsenin öyle bir haldır huldur kış hazırlığına girmediğini düşündüm. Kışın havalar bir enteresan olduğu için bütün yazlıkları kaldırmak olmuyor. T-shirtlere falan illaki iş düşüyor çünkü kış boyunca.
Evler zaten her hafta temizleniyor, sobalı evler de azaldı artık. Boru kur, boru kaldır olayı yok.
Yemekler deseniz onlar da başka alem. Artık hormonlar, ekstra ilaçlar sağolsun her meyveyi ve sebzeyi zamanında olmadıkları halde yiyebiliyoruz. Yememek daha iyi tabi sağlık açısından.
İşte ben de bu ara böyle bir kış hazırlığı psikolojisi var. Mesela şimdilik şu barbunla kafayı bozdum ama tamamen ev hanımlığı özentiliğimden. Yoksa zaten alırım hazır dondurulmuşunu, yaparım olur biter.
Ama mesela şimdi ben hazırladım ya, yaptığım zaman ‘Hmm nefis olmuş, bu mevsimde nereden buldun barbunyayı’ desinler, ben de gerine gerine ‘Yazdan hazırladım şekerim, ayıkladım sakladım, gerçekten de nefis değil mi?” diyebileyim.
Eskiden annemlerle fazla oturmuşum herhalde. İçimde de varmış böyle domestik bir yan. Bu sonbahar hortlayıverdi. Kariyer de yaparım, turşu da kurarım yeni sloganım oldu. Henüz kurmasam da bir kış başı mutlaka... Ha bir de tarhana var, onu da unutmayayım:)
Hala Hayat Bilgisi dersi var mı acaba?
Ya da Yerli Malı Haftası kutlanıyor mu?
Bu ara kafama takıldı.
Kış öncesinde yapılan hazırlık bu derste anlatılırdı galiba.
Kışlıklar kaldırılır, evde kış temizliği yapılır, salçalar, tarhanalar hazırlanır falan filan.
Neyse...Geçenlerde kışın pişiririm diye yaklaşık 5 kilo barbunya aldım. Yaklaşık diyorum, çünkü pazarcıya 4 kilo dememe rağmen akşam pazarı olduğu için, bana kalan bütün barbunyaları verdi. 5 kilo için az, 4.5 kilo için çok para aldı. Arada bir miktar işte.
Hayır bir ordu değiliz, sadece 2 kişiyiz, ama en iyi yaptığım zeytinyağlı barbunya olduğu için bu sebze üzerine oynuyorum sürekli. Elimden geleni yapmama rağmen başta taze fasulye olmak üzere diğer zeytinyağlılarda istediğim tadı henüz yakalayamadım. Ancak barbunya ile yıldızlarımız barışık. Salla sepet her seferinde kıvamı tutturuyorum bir şekilde.
Tabi aldığım o kadar barbunyayı ayıklamak zulüm oldu ama başardım. Sonra da tek pişirimlik şekilde ayırarak torbalarla derin dondurucuya kaldırdım.
İşte bu yerli malı, hayat bilgisi falan o arada aklıma geldi.
Kendimi kışa hazırlanan evin hanımı gibi hissettim, komiğime gitti. Hele de yıllar önce Yerli Malı Haftası’nda üzerimde pembe kartondan yapılmış narla, nar gibi şiir okurkenki görüntüm geldi aklıma, çok güldüm.
Nereden nereye dedim.
Sonra artık benim etrafımdaki kimsenin öyle bir haldır huldur kış hazırlığına girmediğini düşündüm. Kışın havalar bir enteresan olduğu için bütün yazlıkları kaldırmak olmuyor. T-shirtlere falan illaki iş düşüyor çünkü kış boyunca.
Evler zaten her hafta temizleniyor, sobalı evler de azaldı artık. Boru kur, boru kaldır olayı yok.
Yemekler deseniz onlar da başka alem. Artık hormonlar, ekstra ilaçlar sağolsun her meyveyi ve sebzeyi zamanında olmadıkları halde yiyebiliyoruz. Yememek daha iyi tabi sağlık açısından.
İşte ben de bu ara böyle bir kış hazırlığı psikolojisi var. Mesela şimdilik şu barbunla kafayı bozdum ama tamamen ev hanımlığı özentiliğimden. Yoksa zaten alırım hazır dondurulmuşunu, yaparım olur biter.
Ama mesela şimdi ben hazırladım ya, yaptığım zaman ‘Hmm nefis olmuş, bu mevsimde nereden buldun barbunyayı’ desinler, ben de gerine gerine ‘Yazdan hazırladım şekerim, ayıkladım sakladım, gerçekten de nefis değil mi?” diyebileyim.
Eskiden annemlerle fazla oturmuşum herhalde. İçimde de varmış böyle domestik bir yan. Bu sonbahar hortlayıverdi. Kariyer de yaparım, turşu da kurarım yeni sloganım oldu. Henüz kurmasam da bir kış başı mutlaka... Ha bir de tarhana var, onu da unutmayayım:)
4 yorum:
Vallaa,benim de yaza ait tek dondurduğum şey barbunya oluyor.Yazın z.y.barbunya ve yanında patlıcan salatası olmazsa olmazlarımdan.
Evler kaloriferli olduğundan beri kalın kışlıklara gerek olmuyor gerçekten.Zaten artık eski kışlar da olmuyor maalesef.
Bu sene ev turşusu yapmayı deneyip ne kadar başarısız olduğumu tasdikletmek istiyorum:))
Sevgiler
Beceremem diyenden kork.Bence kızlarımız yapsın biz yiyelim öylesi daha tatlı...
Başarısız olmakta ne kelime, belki de ben hayatımda hiç turşu yapmadım.Hiç hatırlamıyorum.
Zeytinyağlı fasulye için bir de bu yazıyı okuyun :
http://zeytinagaci.blogspot.com/2008/08/zeytinyal-taze-fasulyeyi-gerekten.html
Yorum Gönder