Bu fotoğrafta sahilden...
Kale içindeki tarihi bir yapı...
Kale içindeki tarihi bir yapı...
Safranbolu' ya gitmişken, Amasra' yı da görmeden dönmek olmazdı. İki gün, bir gecelik bu kısa gezi programında Amasra' yı dönüş gününe rastlatarak direk dönmeyi planladık. Gerçekten de iyi oldu. Bir önceki gün Safranbolu' ya gidişimiz öğle saatlerini buldu; biraz oyalandıktan sonra Safranbolu baştan başa keşfedilip, konakta akşam yemeği yendikten sonra, dinlenme fırsatı oldu. Ertesi sabah saat 10.30 civarında Bartın istikametinde Amasra' ya gitmek elli dakika kadar sürüyor. Bartın yolu çok ama çok güzel, adeta ağaçlardan bir tünel ... Bir de sonbahar mevsiminin güzelliği de eklenince insan Allah' ına tekrar tekrar şükretmeden edemiyor. Yolda Amasra' ya ve Karadeniz' in haşmetli manzarasına tepeden bakmak için durduğunuzda ise manzaranın ihtişamı karşısında nefesiniz kesiliyor... Amasra ise kendi halinde şirin ve küçük bir balıkçı kasabası. Deniziyle, havasıyla, Cenova şatosu ve tarihi kalesiyle dünyanın şanslı kasabalarından. Bir gün Amasra' ya yolunuz düşerse meşhur salatasıyla balık yemeyi, tatlı lokmasından tatmayı, merdiven çıkmaya üşenmeden kaleye çıkıp, kalenin içinde yürümeyi (kalenin içi bir mahalle,yaşayan insanlar var.) ve Amasra' ya bir de oradan bakmayı, dönüşte de eğer yolda durabilirseniz Kuş Kayası anıtına çıkıp dünyanın gözü de denilen Amasra' yı bir de oradan seyretmenizi tavsiye ederim.
2 yorum:
lalişim canım, adamımsın :))
Nasıl gidiliyor muş değilmi istenince öptüm seni...
Çalışınca oluyor:))
Yorum Gönder