Bilimadamları 25 yıl önce, genleri DNA’dan ayırarak başka bir canlıya yerleştirebileceklerini keşfettiler.
Bir canlıdaki genetik özelliklerin kopyalanarak, bu özellikleri taşımayan bir canlıya aktarılması sonucunda üretilen yeni canlıya Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) deniyor.
Özellikle 1980’lerden sonra bitki biyoteknolojisi alanında önemli gelişmeler sağlandı. İlk transgenik (genetiği değiştirilmiş) ürün olan, uzun raf ömrüne sahip Flavr Savr domatesi 1996 yılında raflardaki yerini aldı. Bunu, gen aktarılmış mısır, pamuk, kolza ve patates izledi.
Bu yöntemle elde edilen bitkiler, ilaçlara ya da zararlılara karşı daha dirençli oluyor. Bu da kimyasal böcek ilaçlarının kullanılmasını azaltıyor. Günümüzde mısır ve pamuğun zararlılara, soya ve kanolanın böcek ilaçlarına, papaya ve kabağın da virüslere karşı dirençli olmasında GDO teknolojisi kullanılıyor.
Genlere müdahale ederek bitkilerin lezzet, besleyicilik ya da dayanıklılık gibi özelliklerini geliştirilebiliyor. İstanmeyen durum ve olaylara daha kolay müdahale edilebiliyor. Genetiği değiştirilmiş organizmaların özellikle aşı ve ilaç yapımında kullanılması önem kazanıyor. Susuzluğa dayanıklı bitki geliştirme çalışmaları ise halen devam ediyor.
AŞILARDA GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÜRÜNLER TAŞIYOR Gıdaların genetiğinin değiştirilmesi ile ilgili tartışmlar devam ediyor ancak genetiği değiştirilmiş ürünler yeni değil. İnsülin geninin domuzlardan alınıp bir bakteriye aktarılmasıyla diyabet hastalarına insülin sağlanabiliyor. Tiroid ve büyüme hormonları genleri, hayvanlardan kesilerek bakterilere aktarılıyor ve hormon eksikliği olan insanlar faydalanabiliyor. Şekersiz yiyecekler kullanılan Aspartame maddesi de GDO’lardan üretiliyor.En önemlisi ise hepatit B aşısı başta olmak üzere bir çok aşının GDO’lardan elde ediliyor olması.
AÇLIĞA ÇARE Mİ? Ayrıca genetik müdahale ile daha bol ürün elde edilemesi de teorik olarak mümkün. Bu özelliklerinden dolayı, GDO’yu savunanlar, bunun dünyada artan gıda ihtiyacın karşılanması konusunda cevap olabileceğini savunuyor.
ABD Tarım Bakanlığı’nın yaptırdığı bir araştırma ise GDO’lu ürünlerin daha yüksek verim sağladığının genel bir doğru olarak kabul edilemeyeceğini ortya koydu. Bu rapora göre verimin daha yüksek olduğu bölgeler olduğu gibi daha düşük olduğu bölgeler de var.
ELEŞTİRİLER GDO teknolojisindeki gelişmeler ve bu tür bitkilerin daha yaygın olarak kullanılması ile birlikte GDO’lu ürünler hakkında tartışmalar da yoğunlaştı.GDO’lu ürünler özellikle insan sağlığı ve çevreye etkileri konusunda eleştirilerin merkezine yerleşti.
Konuyu sağlık açısından ele alan bazı bilimadamları, GDO içeren yiyeceklerin insan sağlığına zararlı olaileceğini savnuyor. Gen bitkinin içine yerleştirildiği için, onu tüketenlerin de risk altında olacağı, sağlık konusundaki eleştirilerde sık sık dile getiriliyor. GDO’ların hedef olan ürün hariç diğerlerinde nasıl bir etki yaptığı bilinmiyor. Zaman zaman bu gıdaların kansere yol açacağı iddiaları dil getirilse de bunun doğruluğunu kanıtlayan bir araştırma henüz yapılmadı.
ÇEVREYE TEHDİT Mİ? GDO’lu bitkilere getirilen eleştiriler önemli bir bölümü de doğal çevreye olan etkileri ile ilgili. Karşıt görüştekiler GDO içeren ürünlerinin tohumları çevreye karışıarak doğal ürünleri etkileyip yapısnı bozabileceğini savunuyor. GDO’lu ürünlerin doğal ortama yayılıp yaygınlaşması sonucunda böcek nüfusunun olumsuz etklilenmesi ve tüm ekosistemin çökme olasılığı da dile getirilen bir başka eleştiri. GDO’lu ürünlerin biyoçeşitliliği tehlikeye sokacağı ve biyolojik kirliliğe neden olacağı da yaygın endişeler arasında.
HANGİ ÜRÜNLERDE GDO VAR Özelikle GDO’lu soya ve mısır nedeniyle geniş bir ürün yelpazesinde GDO’lu ürünler kullanılıyor. GDO’lu soya; sucuk, salam, sosis gibi kırmızı etin kullanıldığı ürünlerde, etsuyu tabletlerde, fındık-fıstık ezmesi, çikolatalı ürünler, çeşitli unlu mamüller, süt tozu, hazır çorbalar ve hayvan yemlerinde kullanılıyor.
GDO’lu mısırın kullanıldığı alanlarsa; nişasta bazlı tatlandırıcılar yoluyla gazoz, kola ve meyve suları, mısır yağı, bebek mamaları, hazır çorbalar ve hayvan yemleri...
6 yorum:
Dunyada GDO lu tohumu ureten cok buyuk gucler emrettı !
ve dıgerlerıne de sadece kullanmak dustu
bızım ulkemız mesela
kendı kendıne yetıyor yetıstırdıgı urun her tur baltalamalara ragmen
ancak bu haldeyken bıle
ıllakı de buınu kullancaksın dayatması
ve kabul etmemız
oldukca manıdar degıl mı
Biliyorum.Bence de:( güçlüye karşı koymak imkansız ama bizlerinki de koskoca denizde bir damla hesabı:((
Valla Facebook'ta "GDO'ya hayır diyenler" grubunda bugün 146,391 kişi var. Damlaya damlaya bu pislikleri yıkayabiliriz ancak...
gerçekten çok önemli bir konu eğer senin içinde bir sakıncası olmazsa bu konuyu bende payşmak isterim blogumda sende aldığımı belirterek tabi
Tabii ki de Cemrecim. Birlikten kuvvet doğar...Uyaralım bileni bilmeyeni...
Tabii ki de Cemrecim. Birlikten kuvvet doğar...Uyaralım bileni bilmeyeni...
Yorum Gönder